Nasıl da güzeldi o günler, komşularla beraber güzel vakitler… Ev alma komşu al. Komşu komşunun külüne muhtaçtır
Yaz geldiği zaman, en alttaki komşu üst katlara doğru kapıları tek tek çalardı. “Hadi terasa çıkalım, iki çift laf ederiz” derdi. Çoluk çocuk doluşurduk oraya, komşu kızları ise bunun en güzel yanı
Çekirdekler çıtlatılırdı. Kadınlar bütün mahallenin dedikodusunu yapardı. Erkekler ise ya maç muhabbeti ya da araba.
Yıllar geçtikçe hiçbir şeyin tadı tuzu kalmadı, eski komşuluklar yok artık. Herkes evine çekildi. Çocuklarda bilgisayar, erkekler de televizyon…
Varmak istediğim nokta ise; 4 sene önce taşındığımız bu mahalleye pek yabancılık çekmedim, arkadaş çevremi edindim. Geçenlerde sokakta gençlerle laflarken bir taksi duruyordu. Evin yaklaşık 50 mt ilerisinde, yan binadan bir kadın çıktı. Afedersiniz ama kadın fahişe imiş.
Hergün aynı saatte taksici kadını evinden alıyor, artık nereye götürüyor ise. Şimdi bu ahlaksızlıktan öte değil mi? Bu binada hiç mi insan yok bu kadına dur diyecek.
Hayır, bu kadının annesi yaşlı ve kızının ne iş yaptığını bilmiyor ve apartman sakinleri de kızın annesine yaptığı işi söylemekten utanıyor. 5 yaşındaki küçük bir çocuk görmüş bu kadını. Annesine sormuş “Bu abla ne iş yapıyor anne?”. Şimdi bu anne ne desin?
Yok yok, kalmadı o eski günler. Bütün yapı bozuldu. Aile yapısı da bozulduğu zaman, bak bakalım bu milletin haline.