Çok eskide kalmasa da özledim o günleri…
Ortaokuldayız. 4-5 kişilik bir grubumuz var. Hepimiz kafa dengiyiz kendimizce. Hayat, okul hepsi şahane gidiyor. Eee böyle olunca insan biraz şımarıyor.
Ders zili çalınca giderdik sınıfa, ben sorardım arkadaşa
- Harp çıkartalım mı?
Göz ucuyla bakardı etrafa ve gülerdi.
Başlardık karşı tarafa saldırmaya. Öyle şahane olurdu ki bu oyun, tuttugumuzu alırdık altımıza, hepimiz üstüne atlar kaçardık. Onlar da kovalardı.
Bazen de bizi tek yakalayıp, alırlardı altlarına. Sonra o dayagı yiyen eleman gelirdi. Plan yapardık, sonra kıstırırdık onları.
Derse üstümüz başımız tozlu, terler içinde kalmış bir biçimde girerdik. Tabii o zamanlar “çok çalışan öğrenciler” olduğumuz için pek azar işitmezdik.
Şimdi ise lisedeyim. Ne dostluk var ne arkadaşlık dersler de berbat. Okula hiç istemeden gidiyorum. Önemsiz bir insan olup çıktım. Yine de isyan etmiyorum. Belki geleceğim daha güzel olur. Belki de daha iyi dostlarım olur.